Geceye Yakın Gelen

Geceye Yakın Gelen

Eskiden geldi. Yıllar öncesinden geldi. Unutulmamıştı, aniden geldi. Geceye yakın anlarda, mesajıyla, sözü ile geldi. Yerini, kendini hatırlattı mı? Hayır unutulmadığını gösterdi. Yıllarla yaşadığını gösterdi. Fırtına ile gelmedi, sakince geldi, tam kapanırken keder kendi içine, onun sözü geldi, geceye en yakın zamanda geldi. Tam bırakırken, dönerken, düşerken, vazgeçerken o geldi, sözü geldi. Sen şiirini kaybetmiştin, hiddetin  bile sönen kibrit tanesiydi. Sonra geceye doğru mesajı geldi, gözleri yine öyle mi  bakardı? Her baktığında cesaretin ve korkun savaşırdı… O bakış seni yine

Okumaya Devam Et

Kaldırımlardaki İktidar

Kaldırımlardaki İktidar

Kaldırımlarda yürümek ile bazen iktidar, iktidarsızlaşır. O yürümek bazen bir demokratik haktır, Bazen içinden unutulmaz bir öyküyü düşünmektir, bazen dünyadan uzaklaşmayı düşünmektir. Bazen bir kadın ile erkeğin bu defa olsun diye düşünmesidir. Kaldırımlarda yürümek bir iktidardır. Var olan her şeye karşı bir iktidar, topla tüfekle değil, barışla, gülümseme ile yürümek,  bazen göğsünü şişirerek mutlulukla yürümek. Bu insanın kendisine dair bir iktidardır. Aslında iktidar olmayan iktidardır. İktidar fikrinin çözülüşüdür. Öyle ya, her türlü iktidar bu güzelliğe çözülür. Bu özgürlüktür, nefes almak

Okumaya Devam Et

CHP’de Siyaset

CHP'de Siyaset

Ülkede kimse muhalefetten tam olarak  memnun değil, özellikle ülkenin en büyük Sosyal Demokrat partisi CHP üzerine yapılan eleştiriler gündemi, masalarda yapılan sohbetleri, ülkede ne kadar mekan varsa ortamları meşgul ediyor. Neden olmuyor? Hemen liderlik demek en kolayı ve en yetersiz cevabı, hatta haksızlık… Liderlik sorununun ötesinde kitle partisi olma iddiası, ideolojik görüntüleri göstermemeye, hatta kavramsal noktalarda bile Sosyal Demokrat söylem kullanılmamaya çalışılıyor. Bugüne kadar bu yöntemin somut bir başarısı görülmedi. TBMM ve Yerel Yönetim seçimlerinde CHP benzer oranlarda tutunarak oyunu

Okumaya Devam Et

Devletin Kararı

Devletin Kararı

Soros’un kullandığı “Açık Toplum” kavramı yıpranmış bir kavram olsada kendi başına ve çağrıştırdığı olumluluklar nedeni ile hala kullanılmaya değer bir kavramdır. Aynı zamanda, açık toplum bu anlamda gerçek demokratik ilerlemeler için tarihsel bir zemindir. Günümüzde demokrasi kavramını kullananlar ve demokratik olduğunu iddia eden ülkeler için SEÇİM, OYLAMA, GİZLİ OYLAMA, AÇIK TASNİF, SİYASİ PARTİLER, SİYASİ PARTİLERİN EŞİT YARIŞMASI, SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ DEMOKRATİK BASKISI gibi benzer kavram ve kurumlar vazgeçilmezdirler. Bunlar alabildiğince açık kurumlar ve açık fikirlerdir. Ancak Devleti bu kurum ve

Okumaya Devam Et

Solun Nefesi

Solun Nefesi

O vazgeçilmez düşünce,  yıkık dünyanın bazen pansuman yapan doktoru, bazen yeniden inşa eden  mimarı, bazen sessizliğe gömülü şairidir… Ama insanlığın içinde, sömürünün, haksızlığın, zalimliğin hep karşısında… Gerçek gibi yalın ve gerekli, karşıtlarınca da saygın bir asi, diplerde onu öldürmeye çalışan çok, ya da öldü bilen… Eşitlikçi, sosyal adaletten yana, toplumsal sorunları  çalışanlar lehine, halkın lehine, işçi sınıfı yararına değiştirmek için mücadele eden ve daima sermaye ile emek arasındaki çatışmada, emekten yana tavır koyan, yol alan fikri hareketler o hayalet düşünceyi

Okumaya Devam Et

Ağır Karanlık

Ağır Karanlık

Durgun karanlığı geçtik, Don kıyılarında Kazakların geçişi gibi, bir kez daha Hazar atlılarının kayboluşu gibi, nasıl bir ağır karanlığa dönüşüdür bu gecenin… Tüm kötülükleri koynuna alan bir gecede yola koyulmak… Süre giden fırtına nefesini tüketti. Ah inanç, bitmeyen inanç, eski zamanlardaki yaşamın tutsaklığı ve yeninin karşılaşamadan kayboluşu, ne ağır bir gecedir bu, karanlığın en koyusu… Budapeşte’de KGB binası, yine kasvetli, başlangıcın izleri var. Çeka militanlarının tabancalı başlangıçları, büyük inancın en sert anları… Kışın düşlerden uzak soğuk gecelerinde, karanlığın en koyusu

Okumaya Devam Et

Umut Yok

Umut Yok

Umut yoksa neden insanların bir kısmı radikal ateşle yanıyor, hiçbir şeyi değiştiremiyorsak neden bu kadar acıyı göze alıyoruz ve neden vazgeçmeyi kabullenmiyoruz. Zihnimizin en bulanık noktasında 11.tezi hiç unutmuyoruz, sanki hayata vurulan bir mühür. Bugüne kadar filozoflar dünyayı yorumladılar, ama asıl olan DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEKTİR. Her yanı ile destansı bir mühür… Bakıldığında geçmişe, olağanüstü zulüm, alçaklık, geleceğe bakıldığında radikal ateş aynısı ile karşılaşacak. Ama umut yok, umudun önemi de yok, sadece vazgeçilemez, aşktan vazgeçilmez. İnsanların kardeşliğini ve eşitliğini savunmaktan vazgeçilmez. Sınıfların

Okumaya Devam Et

Kısılmış Kahverengi

Kısılmış Kahverengi

Karanlık aşılırsa eğer, geceden sonra ışık ve aydınlık gelir, aşılamazsa gün ortasında karanlıkta kalmaktan defalarca söz edebiliriz. Bildiktir, dünyanın güneyinde de yaşanmıştır. Latin Amerika’nın öz evlatları hayatlarını bir avuç ışık için savurdular. Küçük Asya’nada sessiz korkular yeniden geçmişten uzandı, yeni bir ses gibi, ama sözü eski ve tiksindirci… Dışarıda kalanlar; karanlığın derinliğine, dibi olmayışına alışamayan ve toprağın  kahverengisi gibi ayağa kalkmış, kısılmış ve pusuda… Korkan kalplerin sessiz sokaklar haline gelen benlikleri ile ortada sıkışmaları. Kaçamayıp teslim olmanın hazırlıkları… Kısılmış kahverengiler

Okumaya Devam Et

Gelenek İle Gelecek İnşa Olmaz

Gelenek İle Gelecek İnşa Olmaz

Evet, yazmak, konuşmak, düşünceleri yaymaya çalışmak, tehlikeyi göze almak, iktidar tarafından muhalif görülmek, ama reel muhalefetten de hoşlanmamak, kısacası iktidara da muhalefete de ait olmamak, ya da birçok şeye ait olmamak, ait olamamak ya da ait olmayı istememek. Yakup Kadri sanırım Yaban adlı romanında yazmıştı, doğu toplumlarında aydın ile halk arasındaki fark, Pencap’ lı bir Hintli ile Londra’da yaşayan bir İngiliz arasındaki farktan daha derindir. Bu fark var mı? Kapanır mı? Artık kapandı mı? Yoksa bu bir soyutlama mı? Özgürlüğün

Okumaya Devam Et

Pazar Günü Ve Kadınlar

Pazar Günü Ve Kadınlar

Ülkemizde kadınlara tek bir hedef verilir. Evlenmek. Çocukluğunda başlar, evcilik oyunlarında gelişir ve böyle devam eder, annesi, anneannesi ne varsa örnek aldığı,  hepsi ona, çocukluğunda, bak büyüyeceksin, evleneceksin diye konuşur. Konuşmalar hep buna getirilir, olağanüstü bir propaganda mekanizması çalışır. Yetmez,  büyüdüğünde evlenemedin diye açıkça konuşurlar, ya da daha ince mesajlı konuşurlar. Ama kadın, ne bu amaçtan ne de bu propagandadan kurtulur, Ona verilen evlenmek hedefi, onun için gençliğinde de tek sorundur, zamanını bekler sadece. Hatta öğrenim bile sadece bir eşle

Okumaya Devam Et