Solun Nefesi

Solun Nefesi

O vazgeçilmez düşünce,  yıkık dünyanın bazen pansuman yapan doktoru, bazen yeniden inşa eden  mimarı, bazen sessizliğe gömülü şairidir… Ama insanlığın içinde, sömürünün, haksızlığın, zalimliğin hep karşısında… Gerçek gibi yalın ve gerekli, karşıtlarınca da saygın bir asi, diplerde onu öldürmeye çalışan çok, ya da öldü bilen… Eşitlikçi, sosyal adaletten yana, toplumsal sorunları  çalışanlar lehine, halkın lehine, işçi sınıfı yararına değiştirmek için mücadele eden ve daima sermaye ile emek arasındaki çatışmada, emekten yana tavır koyan, yol alan fikri hareketler o hayalet düşünceyi

Okumaya Devam Et

Ağır Karanlık

Ağır Karanlık

Durgun karanlığı geçtik, Don kıyılarında Kazakların geçişi gibi, bir kez daha Hazar atlılarının kayboluşu gibi, nasıl bir ağır karanlığa dönüşüdür bu gecenin… Tüm kötülükleri koynuna alan bir gecede yola koyulmak… Süre giden fırtına nefesini tüketti. Ah inanç, bitmeyen inanç, eski zamanlardaki yaşamın tutsaklığı ve yeninin karşılaşamadan kayboluşu, ne ağır bir gecedir bu, karanlığın en koyusu… Budapeşte’de KGB binası, yine kasvetli, başlangıcın izleri var. Çeka militanlarının tabancalı başlangıçları, büyük inancın en sert anları… Kışın düşlerden uzak soğuk gecelerinde, karanlığın en koyusu

Okumaya Devam Et

Umut Yok

Umut Yok

Umut yoksa neden insanların bir kısmı radikal ateşle yanıyor, hiçbir şeyi değiştiremiyorsak neden bu kadar acıyı göze alıyoruz ve neden vazgeçmeyi kabullenmiyoruz. Zihnimizin en bulanık noktasında 11.tezi hiç unutmuyoruz, sanki hayata vurulan bir mühür. Bugüne kadar filozoflar dünyayı yorumladılar, ama asıl olan DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEKTİR. Her yanı ile destansı bir mühür… Bakıldığında geçmişe, olağanüstü zulüm, alçaklık, geleceğe bakıldığında radikal ateş aynısı ile karşılaşacak. Ama umut yok, umudun önemi de yok, sadece vazgeçilemez, aşktan vazgeçilmez. İnsanların kardeşliğini ve eşitliğini savunmaktan vazgeçilmez. Sınıfların

Okumaya Devam Et

Kısılmış Kahverengi

Kısılmış Kahverengi

Karanlık aşılırsa eğer, geceden sonra ışık ve aydınlık gelir, aşılamazsa gün ortasında karanlıkta kalmaktan defalarca söz edebiliriz. Bildiktir, dünyanın güneyinde de yaşanmıştır. Latin Amerika’nın öz evlatları hayatlarını bir avuç ışık için savurdular. Küçük Asya’nada sessiz korkular yeniden geçmişten uzandı, yeni bir ses gibi, ama sözü eski ve tiksindirci… Dışarıda kalanlar; karanlığın derinliğine, dibi olmayışına alışamayan ve toprağın  kahverengisi gibi ayağa kalkmış, kısılmış ve pusuda… Korkan kalplerin sessiz sokaklar haline gelen benlikleri ile ortada sıkışmaları. Kaçamayıp teslim olmanın hazırlıkları… Kısılmış kahverengiler

Okumaya Devam Et

Sosyalizm Geri Gelecek

Sosyalizm Geri Gelecek

Sartre, Kapitalizm oldukça Sosyalizm geri gelir, Sosyalizm aşılamaz demekte, bu mümkün mü? Temenni mi? Yoksa bilimsel bir tespit mi? Sosyalizm denemelerinin sadece bir düş olmadığı açık, ya da düşünürlerin oluşturduğu bir ütopya olmadığı. 19.yüzyıl işçi sınıfının ayaklanmaları ile geçti, 20.yüzyıl ise Sosyalist devlet ve düzen denemeleri ile geçti, devrimler gerçekleşti, işçi sınıfı, emekçiler iktidarı aldı, ancak iktidarda kalamadılar, onlarca nedeni var ve elbette tartışmaya değer, çünkü Kapitalizmin yine tek alternatifi var. O da Sosyalizm. Sosyalizmi doğuran ya da geriye çağıran

Okumaya Devam Et

Kardeş Katli

Kardeş Katli

Osmanlı dönemi hakkında, son yıllarda başlayan olağanüstü övgü nedeni ile, tarihi gerçeklerden uzaklaşıldığı gibi eleştirel yöntemlerde bırakılmıştır.  Ülkemizde bulunan akademik geleneğin tek taraflı ve tek görüşlü olarak dönüştüğü ve bu dönüşümünde, günümüzde de sürmesi nedeniyle, hakim duruma gelen  akademik çevreler içinde, Osmanlı döneminde, sanki bir yeryüzü cenneti kurulmuş gibi hikayeleştirilen anlatımların  etkin  hale gelişini izledik, izliyoruz. Osmanlı dönemi, sadece parlak fetih hikayelerinin geçtiği bir dönem değil, aynı zamanda, en güçlü dönemlerinde bile, son derece kanlı ayaklanmaların olduğu, iktidar  savaşlarının yapıldığı,

Okumaya Devam Et

Sısyphos, Türkiye

Sısyphos, Türkiye

Yunan mitolojisinin en önemli öznelerinden birisi olan Sisyphos (Sisifos) Tanrılara başkaldıran ilk insan olarak bilinir, Sisifos bilgedir, bir kraldır, ancak Tanrılara karşı koyar, baş kaldırır, sonunda Tanrılar Sisifos’u yakalar ve akla gelmeyecek ağır bir  cezaya çarptırırlar. Sisifos’un cezası,  iri bir kayayı, her gün bir dağın aşağısından başlayarak, dağın yukarısına, zirvesine çıkartmaktır, ancak Sisifos kayayı dağın tepesine çıkarttığı an, kaya yeniden dağdan aşağı yuvarlanacaktır. Bunun üzerine Sisifos tekrar kayayı dağa çıkartmaya başlayacak ve kayayı yukarı çıkardığında, kaya tekrar aşağı yuvarlanacaktır. Sonra

Okumaya Devam Et

Siyasi Dehşetin Dengesi

Siyasi Dehşetin Dengesi

Ülke Anayasa referandumuna gidiyor, evet ya da hayır denecek. Baskı, basınç, gerilim hızlı artıyor, olan bölünme siyasi dehşete dönüşerek sürüyor. Adı MHP olan partinin genel başkanı, hayır diyenlere terör cephesi oluşturmak anlamına gelecek sözlerle suçluyor, Adalet bakanı tüm terör örgütleri “hayır” diyecek sözleri ile ortamı terörize ediyor. Ülkede, Siyasi Dehşet ortamı oluşuyor, Camilerden birisinde “evet” denmesi savunuluyor, kamuoyu baskısı ile soruşturma açılıyor. Hayır diyeceklere gösteri, bildiri imkanı daraltılıyor, güvenlik güçleri “hayır” lehine gösteri yapanlara sıcak davranmıyor. Hayır diyecek olanlara yönelik

Okumaya Devam Et

Aşkın Yedi Menzili, Haluk İnanıcı

Aşkın Yedi Menzili, Haluk İnanıcı

Haluk İnanıcı bir yazar. Üçüncü romanını yayınladı. İlk romanı, “Rugan Ayakkabılı Teğmen”‘den sonra ,  ikinci romanı, “Dinle Lisa”‘yı yayınladı. Şimdi de, son olarak üçüncü  romanı çıktı, yazmadan, konuşulmadan geçilemeyecek  bir roman. Etkileyici ismi ile, “Aşkın Yedi Menzili”. Günümüzde , aşkın tek menzilde bile yürüyemediğini bilenlere, yaşayanlara, umuda ve aşkın derinliğine çağıran , aşk derindir, yedi menzilde de yürünür diyen bir roman. Tarihsel örgü içinde ilerleyen bir roman yazmış Haluk İnanıcı, çok iyi bir yazar, yazmasına devam etmesini dileyeceğimiz bir yazar

Okumaya Devam Et

Düşünce Özgürlüğü, Cesaret

Düşünce Özgürlüğü, Cesaret | Nedim Korhan Şengün

Düşünce özgürlüğü, kutsal özgürlük. İnsan olmanın anlamı, Düşünmenin gizemi, İfade etmenin sancıları, Güzeldir farklı düşünceleri duymak, Hiç korkmadan düşünceni söylemek, Bastırılmadan, sesle, bağırışla, silahla, hukuk tanımazlıkla, Susturulmadan  söyleyebilmek düşünceni. Artık hiç konuşulmuyor düşünce özgürlüğü, Eskiden herkes bu kavramı söyler, daha da gelişmesi için söz alırdı, Yetkili karar alıcılar sevmese bile o kutsal kavramın aleyhine kimse konuşamazdı, İnsanlığın tartışılmaz en büyük kazanımlarından  birisi olarak onurla ifade edilirdi, O kadar zor elde edilmişti ki, Düşüncesini söyleyene hoşlanılmazsa vatan haini denmiş, Ajan denmiş,

Okumaya Devam Et