Yeni Yıla Sesleniş

Başkadır Yeni Yıl

Yeni yıl, Yeni umuttur, Hatalardan dönmek için gözden geçirmektir hayatını, Ya da hata sandığını, hayatın olduğunu anlamaktır. Yeni gelecektir, Dostlarını yeniden gözden geçirmektir, Yeniden seçmektir. Özgür bir ülke isteğidir yeni yıl, Habersiz ölümlerin istenmemesidir yeni yıl. Bombaları duymamak, ölümlerin olmamasını istemektir yeni yıl. Demokratik ve özgür bir ülkeyi istemektir yeni yıl. Ve özgürce konuşabilmeyi istemektir yeni yıl. Böyle ise hoş geldi, sefa geldi.

Okumaya Devam Et

Siyasette İdealist Olmak

Siyasette idealist olmak

İki hafta önce bir Cuma akşamı idi. Beyoğlu’nda, bir arkadaş topluluğunda ki sohbet erken bitirilmişti, bazen bir iç sıkıntısı geliverirdi, bir anda, ne olsa orada duramazdı, çıkmak isteyince iki arkadaşı da ona uymuş masadan kalkmışlardı, ama ondan önce dışarı çıkmışlar, onu bekliyorlardı. Soğuktu, başını öne eğdi, soğuktan korunarak, ama gözleri ile çevreye bakarak yürümeye başladı. Bir karartı gördü, küçücük bir kız çocuğu…. Bir dolabın arkasına gizlenmiş duruyor, caddeye bakıyordu. Üşüdüğünü belli etmemeye çalışarak insanlarla göz göze gelmiyordu. Yanına gittik, bekliyorum

Okumaya Devam Et

Yüzlerine Bak Cesurca

Yüzlerine Bak Cesurca

Vazgeçme, Ülkenden, sokağından, evinden, düşüncelerinden,  kimliğinden vazgeçmeyi düşünme. Neden korkuyorsun, Neden kaçıyorsun, Korkuna, kaçtığına yönel, Geri dön ve onlara bak. Bakman yetecek. Göz göze bile gelemeyecekler. Onların benlikleri zannettiğinin tersine korku doludur. Fırtınaların zamanında hep çukurların içinde durdular. Fırtınalarda dövüşenlerin düşmesini beklediler. Zaferleri geçici idi, ama o kadar o kadar vazgeçtiniz ki kendinizden, Uzun oldu zaferleri, çürüdü herşey. Vazgeçme, Biraz cesur ol, Fırtınalarda dövüşenleri hatırla, Onların tarihlerine bak, Onları anla, çok yalnızdılar, alkışlayanları yoktu. Ölesiye savaştılar, azdılar, ama tarihi değiştirmek

Okumaya Devam Et

Daima ve Daima Hukuk Devleti

VAZGEÇEMEYİZ HUKUK DEVLETİ İDEALİNDEN

Kısaca yönetenler hukuka eğilecek. Bunun adı Hukuk Devleti. Yönetenlerin gücü sınırlı. Yönetenler hukuk kuralları ile bağlı. Hukuk karşısında yönetici saygıyla durmayı bilmeli. Durmuyorsa Hukuk onu durdurmalı. Bunun adı Hukuk Devletidir. Evrenseldir. İnsanlığın kazanımıdır. Zayıfı korur, güçlüyü durdurur. Yasama, Yürütme, Yargı kuvvetleri ayrı olmalı. Kuvvetler birleşmemeli. Birleştirmeye çalışan siyasi güç önceden belirlenmiş evrensel hukuk kuralları çerçevesinde engellenmeli. Yargıç, yargı bağımsız olmalı. Yönetene eğilmemeli, salt kurallarla değil, sağlam karakter , ahlak ve cesaretle hukukun gereğini yapmalı. Elbette tarafsız durmalı. Taraflara kör olup,

Okumaya Devam Et

Mutlu Olunmaz Bu Şekilde

Mutlu Olunmaz Bu Şekilde

Mutlu olunamıyor değil mi böylece. Ortada kalakaldın, eski düşünceler, eski inançlarla. Ama sen hala busun. Duyguların haksızlık karşısında değişmiyor. İsyan, öfke, o kadar çok olay var ki seni sürekli huzursuzluklara iten. Bitmiyor ülkemin hüznü de, acısı da, bakıyor ve yaşıyoruz. Doğru diye bildiklerini savunamıyorsun, duyuramıyorsun, söylediklerin merak da uyandırmıyor, O kadar perde inmiş ki kulaklara, akıllara. Kör inanç, olağanüstü cahillik, mutlak kişiye tapım, güçlüyü takip. Sen de güçlü olsan sana gelirler. Güce inanıyorlar, güçlüyü seviyorlar. Gücünü mü göstermelisin… Ama senin

Okumaya Devam Et

Devlerle Savaşmaksa Gerçek

Devlerle Savaşacaksak da Savaşalım

Ülkenin adı Şehitler Ülkesi mi olacak. Bir Bakan diyor ki ziyaret ettiği polislere; Bende şehit olayım, sizler de olun. Nasıl bir sesleniştir bu insanlara, Yaşamı savunmak, yaşam hakkını savunmak, Fikirleri neden bulanıklaştı. Hayat esastır. Bu Bakan, bir daha sizlerin de, yurttaşların da  ölmesi engellenecektir, Demeli. Her türlü siyaset; Buna söz veriyoruz. Ölüm, şiddet ortadan kalkacaktır. Görevimiz budur, yapacağız, Demezse ne anlamı vardır yönetimin de muhalefetin de.. Ülke işgal altında mı? Biz kimle savaşıyoruz? Bu düzeyde ki ölümlerin nedeninin politik zeminde

Okumaya Devam Et

Yeryüzüne Fırlatılanlar

Yeryüzüne fırlatılmak

Orada yoksullukla, acı ile karşılaşmak. Benliğin tutsak. Seni kurulu düzen sarmış. Oyun alanı belli. Varoluşun doğuştan kaygılı. Oyun alanını sen kurmadın. Kurmuşlardı, oynadın, düştün,  oyundan bazen çıkarıldın, bazen hiç oyuna alınmadın. Oysa, bazıları oyunu reddetti, rüyaları vardı, oyunu kuranlar çok korktu bu asilerden… Anlatacakları vardı kölelere. 20.yüzyıl başı idi. Soğuk mu soğuk bir kış ülkesinde köleler güneşe doğru yürüdüler. Yeryüzü cenneti kurma,  güneşi zaptetme tutkusu ile yürüdüler. Başlayan köle isyanı, Devrime döndü. Devrim kazandı, kendi özgür devletlerini kurdular. Oyun sahipleri

Okumaya Devam Et

Karanlık Günlerden Birisi, 10 Aralık

İnsan hayatı bittikten sonra geri gelmez

Cinayetlerin daima sonuçları olur. Dün yine cinayetler günüydü. Yine karanlığın günüydü. Çok sayıda ölü, kalabalık yaralı topluluğu. Korkunun zamanıydı. Ölümler günü 10 Aralık. Korkunç sorular var, cevabı verilmeyecek. Şüpheler artacak. Kim yaptı. Aslında kim yaptı. Nasıl olabiliyor bu kadar yoğun şiddet saldırısı? Güvenlik kavramını en üst düzeyde uygulayan bir devletin varlığında. Üstelik olağanüstü hal uygulamasının yürürlüğünün sürdürüldüğü topraklarda. SORULAR ÇOK. Neden ölüm yaygın bu  topraklarda. Kim sorgulayacak ölümleri, kim bitirecek? Daima nedenler var, ortada olanlar, suçlular, suçsuzlar. Herkes ülkemize düşman

Okumaya Devam Et

Rüzgara Ver Kendini

Vicdanın çağrısı, kavganın çağrısı,sevdanın çağrısı.

Hissetmek rüzgârı, esmeyi, rahatlamayı, ürpermeyi, Nemlenen vücudunu, üşüyen kalbini hissetmek, Rüzgârla yürümek, birlikte eserek yürümek, Zihni boşaltmak, ne varsa inandığın, inanmadığın ne varsa zihninden kovmak, Sonra zihnini yeniden,  yeni bir gerçekliğe açmak. Doğruları yeniden bulmak, acaba diye gerçek bildiklerini sorgulamak. Nasıl da özgürleştirir insanı. Bundan sonra inanmak daha değerlidir. Sorgulanmış bilgidir çünkü artık inanç denilen. Sonra cesaret gelir, öyle bir cesarettir ki, özgür aklın cesaretidir. Bu cesaret seni rüzgârın da karşısına diker, Sert fırtınaların da önüne durabilirsin bir kez daha

Okumaya Devam Et

Issızlığın Ortasında Tek Başına

Issızlığın ortasında tek başına

Kuşatılmıştı. Aklı, duyguları, vicdanı, korkuları. Çok sert kuşatmaydı. Tek başınaydı. Issızdı ortam. Dostlar gitmişti. Her sokakta korku ve onu suçlayanlar vardı. Öyle bir güçsüzlük ve yalnızlık vardı ki O büyük ideallerin gücü yetmiyordu. Çemberin hem içinde hem dışında idi. Çemberin içinde idi, çok zekiydi, onu izin verirse zevk içinde varlık içinde yaşatırlardı. Çemberin dışında idi. Unutamıyordu. Doğrunun eski destanını, Yiğitlik günlerini unutamıyordu. Kapatamıyordu gözlerini, Kalbi sürekli aklına fısıldıyordu. Gerçek hep aynı.  Gerçek yine aynı gerçek diye. Ama tek başınaydı Ve

Okumaya Devam Et