Avukatların Cesareti

Avukatların Cesareti

Avukatlar,

Çok tartışılan bir meslek grubu.

Bazen güvenilmez olurlar,

Bazen tek çare olurlar.

Hukuk zemininde hak aramak için yurttaşların yanındadırlar, elbette ücret de alırlar.

Bazen hiç ücret almazlar, bu defa bildiğimiz o soyut kavram olan adalet için, adaleti somutlaştırmak için ortada görünürler,

Ama o ne görünmedir, insan hakları ihlallerinde, demokrasi tehlikeye girdiğinde, yıkılmaz, boyun eğmez, inatçı bir kimlikle karşımıza çıkarlar.

O zaman unuturuz Avukatlara kızdığımızı,

Bir davada acaba iyi savunma yapmadı mı diye içimizden şüphe duyduğumuzu,

Artık o bir kahramandır.

Belki de son sestir.

Avukatlar günlük hayat içinde diğer insanlar gibi hayatlarını kazanmak zorundadır, sorun yoktur bir avukat hukuk devleti içinde ise, saygın bir meslek alanıdır da.

Ancak ülke de hukuk devleti sıkıntılı dönemden geçiyorsa, hukuk sorunlu bir alan oldu ise, mevzuat uygulanmıyor ya da baskı maddeleri içeren mevzuatlar arka arkaya çıkıyorsa, siyasi ortam gerilmeye, güçler ayrılığı prensibi budanmaya başlıyorsa, kişisel güç isteği yönetenlerde olağan hale gelmişse, toplumun gerginliği bunaltıcı olmaya başlamışsa,

Orada Avukatların başka türlü sesi, başka türlü mücadelesi ortaya çıkmaya başlar.

İşte tam orada, tam o zamanda avukatların tarihsel görevi ve tarihsel seçimi de öne çıkar. Böylesi zamanlar da korkunun sessizliği ya da cesaretin sesi duyulur.

Artık tartışma küresel ekonomiden küresel hukuka nasıl geçilmeli değildir. Avukatların Uluslararası yetkisinin genişletilmesi değildir. Uyuşmazlık çözme modellerini tartışmak hiç değildir.

Her tartışma biter, çünkü anlamı kalmayacak süreçler başlamış demektir.

Tek çare hukuk devletini korumaktır, bunu korumak düşünce özgürlüğünü, basın özgürlüğünü, laikliği, sosyal hakların genişlemesini, demokratikleşme süreçlerini korumak demektir.

Orada Avukat günlük sorun ve dertlerinden ayrılıp tüm bakışlarını ülkeye çevirmek zorundadır.

Bakışlarını çevirmesi yetmez, bilgi birikimini kullanması gerekmektedir.

İnsanlar zor dönemlerde ya cesaretle ileri çıkarlar, ya da kendi içlerine kapanırlar, kapandıkça küçülürler, küçüldükçe korkarlar, korktukça, korktukları gibi düşünmeye başlarlar. Celladına aşık olmak gibi bir şey.

Avukatlar için de böyledir.

Günlük hayatından çıkmalı,

Bürosundan, şirketinden çıkmalı,

Barosundan da çıkmalı,

Tarihsel sürecini bir kez daha yaşamalıdır,

Tarihler böyle oluşuyor.

Ya cesur bir Avukatsındır, cesur bir Barosundur.

Ya da…

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu. İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu, Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümünde Yüksek Lisans çalışması yaptı. Avukat.

Yorum yap:

Email adresiniz yayınlanmayacaktır.