Kapitalizmde aşk mümkün mü

Kapitalizmde Aşk Mümkün Mü

Kapitalizm, Para-meta ve toplamında piyasa ilişkilerinin hakim olduğu bir sistem.

Kalıcı duyguya yer yok.

Derin duyarlılık kavramı gündem dışı ve insanlar artık duyarlılığa şaşırıyor, kavram var ama çıkarlarına duyarlı söylemi ile yer değiştirdi.

Kapitalist sistemde aşk ölmektedir.

Bu ölüm gizlenmekte, kavram yaşatılmakta, ama içeriği ve uygulamaları değiştirilmekte,

Kimse henüz ASLINDA AŞK ÖLDÜ DİYEMEMEKTE.

Kapitalizmin tüm uygulamaları yaygınlaştıkça, İnsanlığın içinde derinleştikçe, yerleştikçe, aşkın geri çekilmesi, çıkarcılığın, kariyerist düşüncelerin ve seksin öne çıkması tesadüf değil.

Şöyle bir baksak çevremize , dostlarımıza, hatta en önemlisi kendimize, ne görürüz, öncelikle kendimizi çok önemsediğimizi görürüz, kendi zevklerimizi, hayatımızı, benliğimizi, duygularımızı her şeyin önünde ve üzerinde görürüz.

Fark etmeden ilişki  üzerine konuşmalar sürekli seks ve nasıl orgazm olunur konuşmalarına dönüşür.

Kitapçılara gittiğimizde sürekli kişisel gelişim kitapları görürüz. Kendi varlığımızı öne çıkaran yaklaşımlar kitap olarak çıkar karşımıza, medya bunu öne çıkarır.

Anti kapitalist yazarları sorduğumuz da bu kitaplar yoktur, görevliler de bu isimleri bilmez.

Unutturulmak istenir.

Başka bir düzen olabileceği unutturulmak istenir.

Zaten yeni kuşaklar bilmez, eski günlerdir onlar.

Zor günler, kavganın çok sert olduğu günler,

O günlerden gelenler aşkın içinde yaşarlar ve aşkı unutmazlar.

Bugünkü hayatı ebedi  zannederiz, hayat bu değil mi deriz.

İnsanlar genellikle hangi toplumsal sistem içinde ise ona göre şekilleniyor. Para-Meta sistemi olan Kapitalizm, günlük hayatta paranın, lüks yaşamın, giysi, ev, araba gibi metaları elde etmenin sürekli öne çıkarıldığı kocaman bir sistem.

Peki bunlar nasıl elde edilecek? Kurulan hiyerarşik sistem içinde gece gündüz çalışarak,

Yaratılmış bir işsizler ordusunu göstererek ve sürekli korkutarak.

Geleceğinden yoksun bırakılmış ve geleceğinden korkan yalnız insanlar yaratarak.

Her şey özel mülkiyettir. Ruhlar-bedenler özel mülk için satılıktır.

Kamunun malları, Kapitalizm  adına özelleştirilir ve özel mülkiyete döner,

Tüm üretim kar için yapılır, insanının yarattığı herşey ya da doğada bulunan herşey kar için üretime katılır,

Ama üretimin de tüketilmesi gerekiyor, en önemli sorun tam da tüketimde yatar.

Üretilen her şeyin satılması gerek, insanların satın alması için de para kazanmaları gerek, para kazanmanın koşulları da, sınırı da yine kapitalist sistem tarafından çizilir, zengin olmazsın, her tüketiciye uygun üretim vardır, kimlikler ve hayatlar ihtiyacın olmadığı şeyleri tüketmek için harcanır.

Hatta üretilen silahları tüketmek için savaş bile çıkarılır.

Bu sistemde aşk kendine nereden geçit bulabilir, sürekli kendini önemsemen gerektiğini veren bir sistem de , sürekli tüketimi öne çıkaran bir sistem de,  bencilliğin bittiği, dayanışmanın olduğu, fedakarlığın öne çıktığı aşk nasıl çıkabilir.

Sınıflı toplumlarda aşk yaşar mı?

Sanırım bir yazıda bazı reklam kampanyalarının başlıkları kullanılmıştı.

Tam da kapitalizm de nasıl aşık olunacağını ve yeni aşkı tanımlıyordu.

“Aşkı rastlantıya bırakmayın”

“Aşka düşmeden aşık olunabilir”

“Acı çekmeden de pekala aşık olabilirsiniz”

Ne kadar da aşkın ölmüş olduğunu ilan eden reklam başlıkları, evet aşk öldü belki de…

Diyor ki başlıklar; Aşkı ara, aslında herkese aşık olabilirsin, rastlantıya gerek yok, aşk planlanabilir, kurulabilir.

Aşka düşmek ne demektir ki?  Bambaşka bir dünyaya, senin olmayan bir dünyaya, kendinden düşmek, bencilliğinden düşmek demektir, başkasına sevebilmek demektir. Bunun için  aşka düşmek denir.

Aşka düşmeden nasıl aşık olunabilir?

Aşk ve acı, artık açıklama yapmaya gerek yok, tam da tiksinti kelimesi burada anlamını buluyor.

Uzun süredir reklam kampanyaları seksi olunması üzerine ya da seks yapılması üzerine.

Dergiler orgazm nasıl olunur onu  anlatıyor.

Tektaş yüzük, şampanya, mumlar nasıl romantik olunacağını anlatıyorlar.

Ne kadar da üzücüdür, İnsanlığın reddini insanlığın kabul etmiş olması ne kadar üzücüdür.

Artık romantizm böyle hazırlanabiliyor,

Bir gamzeli gülüşe doğan aşk yok oluyor.

Ya aşk,

Sonsuz duyarlılık demektir.

Aşk, seks ve orgazmla ilgilenmez, sekse ihtiyaç giderme diye bakmaz, tutkuyu, kalıcı arzulamayı önemser.

Aşk karşındakini  özlemektir, aşk dışında ondan hiç vazgeçmemektir.

Aşk sonrasını bilmez, sonrasını düşünmez,

Bu anlamda aşk şiirdir.

Aşk, diğeri gelene kadar olanla olmak değildir.

Aşk kapitalizmi aşar, bu nedenle kapitalizmin aşkı yenmesi gerekmekte, kişiye geleceğini düşündürmesi gerekmekte, korkutması gerekmekte, Kapitalizmin yaygınlaştırdığı anı yaşa sloganı aşka gelince geleceğini ve çıkarlarını düşüne dönüşmekte.

Kapitalizmde aşk mümkün değildir.

Ama aşk insanlıktır.

İnsanlık sonunda daima kazandı…

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu. İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu, Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümünde Yüksek Lisans çalışması yaptı. Avukat.

Yorum yap:

Email adresiniz yayınlanmayacaktır.