Sosyalizm Geri Gelecek

Sosyalizm Geri Gelecek

Sartre, Kapitalizm oldukça Sosyalizm geri gelir, Sosyalizm aşılamaz demekte, bu mümkün mü? Temenni mi? Yoksa bilimsel bir tespit mi?

Sosyalizm denemelerinin sadece bir düş olmadığı açık, ya da düşünürlerin oluşturduğu bir ütopya olmadığı.

19.yüzyıl işçi sınıfının ayaklanmaları ile geçti, 20.yüzyıl ise Sosyalist devlet ve düzen denemeleri ile geçti, devrimler gerçekleşti, işçi sınıfı, emekçiler iktidarı aldı, ancak iktidarda kalamadılar, onlarca nedeni var ve elbette tartışmaya değer, çünkü Kapitalizmin yine tek alternatifi var. O da Sosyalizm. Sosyalizmi doğuran ya da geriye çağıran Kapitalizmdir. Bu nedenle Sosyalizm hep var olacak.

Aslında günlük hayatta sık sık şikayet edilen her konu daima Kapitalizme çıkar. Ekonomik yolsuzluklar, olağanüstü lüks, dünyanın önemli bir bölümü açlıktan kırılırken, insanların vicdanını incitici şatafatlı israfı, anlamsız tüketimler Kapitalizmin olağan görüntüleridir.

Özgürlüklerin sözde kalması Kapitalizmin görüntülerinden birisidir. Seyahat edecek paran olmadıkça, seyahat özgürlüğünün anlamı olamamakta, basın araç-gerecini sağlayacak paran olmadıkça, gazete çıkartma, TV kurma özgürlükleri kullanılamamakta , oluşan basın ve dağıtım tekelleri, kamuoyu şirketleri yönlendirmeleri nedeni ile de gerçek bir haber alma, ya da ifade özgürlüğü gerçekleşememektedir.

Aynı şekilde, parası olmayan siyasi hareketlerin sesini duyuramaması ve Halkın bu nedenle sadece mali yapısı güçlü olan siyasi hareketleri görmesi, seçme-seçilme özgürlüğünün yine uygulanamaması sonucunu doğurmakta. Halk arasındaki deyişle, paran olmadıkça siyasete girme cümlesi bile herşeyi açıklıyor.

Kapitalizmde siyaset paraya ihtiyaç duyar.

Demokratik hak ve özgürlükler sözde kalıp, sadece mali güçleri olan insanların kullanabileceği bir alana kayıyor. Sadece özgürlükler alanı değil, insanın para için çalışması nedeni ile gerçek anlamda kendi yaratıcılıklarını ortaya çıkarması da mümkün olmuyor, aslında insan başka türlü bir hayat olabileceği düşüncesini bile aklına getiremiyor, insanlar mutsuz, birbirlerini kıskanan, günlük hayatında yabancılaşan bireyler haline geliyor.

Diğer bir kısmı da çıkarını herşeyin üzerinde gören, kariyer hedefleri için her türlü ahlaki bakışı inciten süreçleri nedeniyle ayrı bir insan-dışı varlık haline geliyor.

Bakıldığında tümü hayat bu diyor. HAYAT BU DEĞİL. Hayat zannedilen her konu mevcut ekonomi politik sistemin sonuçları, yani sistemin sonuçları, KAPİTALİZMİN ORTAYA ÇIKARDIKLARI…

Kapitalizmi tanımak gerekiyor, anlamak gerekiyor, aksi halde gerçek hayat ile yaşanılan düzenin getirdiği hayat arasındaki farkı anlamaz ve günlük yaşamlar içinde devam ederiz.

Kapitalizm insanı sömürürken mutlu olsun diye çeşitli fikri sistemler de verir, kendini gerçekleştirme seansları yapabilirsin, hatta astral  seyahatlar bile yapabileceğini zannedebilirsin. Bütün bunları Kapitalizm tüm alternatifleri ile verir, sorun yok,  O, sınırları içinde kalmak kaydı ile herşeyi verir.

Yeter ki Kapitalizme düşman olma, sınırlarını zorlama, onun alternatifi olur mu diye düşünme, verdikleri ile yetin. Mutlu bireyler olarak yaşa.

Ama ne yazık ki yetmiyor,

Bireysel mutsuzluklar artıyor, tutunamama ya da tutunmak istememe halleri çoğalıyor.

Dünya kaynaklarına  yine güçlüler hakim, dünyanın kaynaklarına yine küçük gruplar el koyuyor, kalan kaynaklar için olağanüstü bir savaş sürüyor.

Suç örgütleri çoğalıyor.

Kadın erkek ilişkisi, aşktan kopuk, porno alışverişine dönüyor, AŞK BİTİYOR.

Gelir adaletsizlikleri artıyor, yolsuzluklar çoğalıyor.

Kısacası Kapitalizm iyice çürüyor, Sovyetler Birliği’nin olmaması nedeni ile de Sosyal Devlet uygulamalarına artık ihtiyacı kalmamış halde ve her ülkede Sosyal Devlet uygulamalarını budamaya çalışıyor. İşine yaramayan insan nüfusunu, artık nüfus olarak görüyor.

Kapitalizmi yazmalı, konuşmalı, Antikapitalist bir bakış açısı günlük yaşamımızda da oluşmalı, Kapitalizm günlük yaşamda, günlük ilişkilerde de çok yoğun karşımıza çıkar, önce onu bu ilişkilerden kovmalıyız.

Kapitalizmin tek alternatifi Sosyalizmi de düşünmeli, yeni Sosyalist politikalar oluşturmalı. Günlük ilişkilerimizde de Sosyalizmin bakışını yerleştirmeli, Sosyalizmi, en azından insan ilişkileri ve dayanışma noktasında  günlük hayatımızda da kurmalıyız.

Bunları yazmak, yazarken konuşmak önemli, insanlığın kurtuluşu da geleceği de burada, aksi halde ırkçılık, barbarlık ve faşizm gelecek.

Sosyalizm üzerine yazacağız.

Sosyalizm yazmaya da değer, yaşamaya da değer…

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu. İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu, Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümünde Yüksek Lisans çalışması yaptı. Avukat.

Yorum yap:

Email adresiniz yayınlanmayacaktır.