Yazı ile Değiştirmek

YAZI İLE DEĞİŞTİRMEK

Bu çağda yazı yazmanın önemi var mı? Hemen alışılmış bir üslupla tarihe not düşmek için gereklidir denir. Tarihe tanıklık etmek için yazı önemlidir de  denebilir. Tanıklık değerli midir? Evet gerçeğin açığa çıkması için gereklidir ve değerlidir. Ancak yazının işlevi sadece bu söylenenler midir? Gerçeğin oluşması yazı ile mümkün müdür? Tarihin oluşması için de yazı gerekli olabilir mi? Aslında tarih yazı ile değişir. Tarih yazılardan  oluşabilir.Yazı düşüncenin de eylemin de destansı kaynağıdır, düşüncenin haykıran ifadesidir. Eylemin yangınıdır. Yazı kendi başına dönüştürücüdür,

Okumaya Devam Et

İşçi Sınıfı Üzerine (1)

İşçi Sınıfı Üzerine (1)

Sınıf olarak insanlığı temsil eden  ve kendisini de özgürleştirirken insanlığa da dönülmez bir özgürlük sağlayacak olan işçi sınıfının üzerinde vazgeçilmeden düşünülmeye devam edilmelidir. Çünkü ezilendir, çoğunluktur, birlikteliktir, tüm ayırımların ötesinde hayatı alt üst edecek olan da, hayatı yeniden kuracak olan da bu sınıftır. Ona tarihsel öznede denir. Üretim süreçlerindeki  teknolojik yapılanmanın etkileri  ile birlikte tarihsel öznenin bileşenlerinde gerçekleşen  değişiklikler, işçi sınıfına dair şüpheleri her dönemde tartışma ortamlarına taşımıştır. Geçmişte de böyledir. Sürgünde olan Troçki’ye gönderilen mektuplarda iki husus sorulmuştur. 1.İşçi

Okumaya Devam Et

Sadece Direnenler Yaşar

Sadece Direnenler Yaşar

Yaşadığımız zamanlar izleyenlerin zamanlarıdır. İnsanlar sadece izliyorlar. Suskunların dolaştığı bir dünyadır şimdiki dünya Bu derin suskunluk tüm ülkelerde dolaşmaktadır. Artık şaşırma bile yoktur. ŞAŞIRMAYANLAR YAŞAR BU DÜNYADA. Özgürlük unutulan bir kavramdır. Günlük hayatın standartlarının  yükseltilmesi süreci ya da sonuna kadar, en küçük zerresine kadar yaşanması, en büyük enerjilerin tüketildiği, ölesiye mücadelelerin verildiği bir alan haline gelmiştir… Duyarlı seslenişlerin artık önemli olmadığı bir dünyadır bu dünya. Başkalarının kanının, canının önemli olmadığı bir dünyadır  bu dünya. O büyük özgürlük, eşitlik fikirlerinin bilinmediği,

Okumaya Devam Et

Karda Yürümek

Karda Yürümek

İnsanlık kendi kaderini her zaman arayamıyor, maalesef birikimlerin,  insanlığı ilerleten devrimlerle taçlandığı dönemler geride kaldı, devrimler güncel değil. Genel olan günlük hayata adanan yaşamlar, gelişen cehalet ve korku insanlığın genel durumu… Yürütmenin baskısını arttırması ile sonuçlanan siyasi iklimler her ülkede soluk alabiliyor. Bugünün küresel kapitalizmi cahilliği bir yönetim tekniği olarak yaygınlaştırıyor, din aydınlanma devriminin gerilemesinden sonra yeniden dünyada dolaşıyor. Siyaset güçsüzlükten gerekçe alarak, fikri dar ve sınırlı ittifak arayışları ile dönemsel nefes alışlara ve ajitatif alanlara sıkışmış durumda, siyaset artık

Okumaya Devam Et

Mücadele ve 1 Mayıs

Mücadele ve 1 Mayıs | Nedim Korhan Şengün

Ünlü seslenişlerdendir. Mücadeleyi kaybettiğinde değil, mücadeleden vazgeçtiğinde yenilirsin… Emeğin yiğit evlatları her dönem ayağa kalktığında kazandılar, kaybettiler, kazandıklarında sonradan kaybettiler, her kaybedişte bu defa  daha iyisini yapacağız ya da daha iyisini kuracağız demek gerekiyor. Kapitalizmin hala tek bir alternatifi var… Ancak gelinen noktada, emek  iktidarına yönelik mücadele denemelerinin  salt ajitasyonla ya da örgütlenme denemeleri ile yürütülemeyeceği açık. 68 kuşağından gelen Fransız devrimcinin röportajında dediği gibi, anma günlerinde sabahlara kadar marş söyler, sonra dağılırdık dememek için, ajitasyonu ya da küçük örgütlenme

Okumaya Devam Et

Küçük İmparatorluk

Küçük İmparatorluk

Devrimci hareketler yenilmişti. 12 Eylül faşizminin derin planları vardı. İstanbul, Cağaloğlu’nda, en gösterişli, en pahalı yerlerinde dinsel içerikli kitap satan yerler açılıyordu, 12 Eylül koşulları idi, laikliği söylem olarak savunan askeri yönetim zamanında,  en merkezi yerlerde pıtrak gibi açılan büyük, şık, geniş kitap evlerinde dini kitaplar satılıyordu. Devrimci hareketler yenilmişti, Sadece siyaset yenilmemişti, halk, evlatları yolu ile ilk defa kendi geleceğini aramıştı, ilk defa bu kadar idealistti, çok katı zamanlardı. Ama 12 Eylül 1980’de durdurulmuştu. 1983 yılında iktidara gelen ANAVATAN

Okumaya Devam Et

Aydınlanmadan Uzaklaşan Cumhuriyet *

AYDINLANMADAN UZAKLAŞAN CUMHURİYET

İnsan aklı gelmiş geçmiş tüm zamanlarda özgürlüğünün peşindedir, insan aklı özgürleşmezse insan özgürleşemez, aklın özgürleşmesi insanın da insanlığın da en büyük mücadelesidir. En büyük devrimidir, mücadele sürmektedir, kesintisiz devrimlerdir bu mücadeleler… İnsan aklının özgürleşmesi mücadelesine aydınlanma mücadelesi, aydınlanma süreci, aydınlanma devrimi demek mümkündür. Aydınlanma mücadelesini, 18.yüzyılla, 17. yüzyılla, 16.yüzyılla, Rönesans ile Reform hareketleri ile sınırlamak mümkün değildir, evet bu zaman kesitlerine, insan aklının özgürleşme mücadelesinde dönemlerine göre öne çıkan aydınların, düşünürlerin damgası vurulmuştur. Diderot, Hume, Locke, Voltaire, Rouessau, Montesquieu, Descartes, Kant

Okumaya Devam Et

Kafes Kuşu Arar

KAFES KUŞU ARAR

Kafka’dan gelen kafesin kuşu araması sözü zorlu bir düşünme serüvenini gerektiriyor, Hegel’den başlayan devletin kutsileşmesine, Anarşizm teorilerinin her türlü kurumsal iktidarın reddine, liberal teorilerin gelişimine, Marksizm’in eşitlikçi temelde insanlığın kurtuluşu teorilerine, sosyal demokrasinin denge teorilerine kadar götürür, orada durmaz, başka düşünce arayışlarına götürür. Tek amaç özgürlüktür. Çünkü kafes kuşu aramaktadır. Kişisel gelişim kitaplarını satmaktan başka amacı olmayan mevcut kitap evleri kafesi ve kuşu bilmeden ve istemeden de olsa birbirine yaklaştırır. Ancak paranın ve metanın piyasa hakimiyetine dayanan ve rızanın olmadığı

Okumaya Devam Et

Ülke Ve Hareketler

Ülke Ve Hareketler

Ülke için kısa tespitler yapmakta yarar var. Referandum sürecinden yeni çıkıldı, oylamanın galibi yok. Yeni süreçler, yeni aktörler, yeni hareketler olacak. OLMALI DA. Ancak siz geçmişinizi bıraksanız da geçmişiniz sizi bırakmaz. Geçmişten gelen aktörler yenileyebilirse kendilerini ilerleyecekler. Ülkede merkez liberal çizgi eksik. Sosyalist çizgi eksik. Hareketlerin kendilerini nasıl tanımladıkları önemli, dışarıdan tanımlamaların önemi yok. Hareketlerin kitleselleşmesi ya da kitleselleşememesiyle, bu dış tanımlamaların olup olmaması arasında bilimsel bir bağ yok. Geçmişten gelen, ya da gelenekleri olan hareketler yenilendiği takdirde yürüyüşlerini sürdürebilirler.

Okumaya Devam Et

Solun Nefesi

Solun Nefesi

O vazgeçilmez düşünce,  yıkık dünyanın bazen pansuman yapan doktoru, bazen yeniden inşa eden  mimarı, bazen sessizliğe gömülü şairidir… Ama insanlığın içinde, sömürünün, haksızlığın, zalimliğin hep karşısında… Gerçek gibi yalın ve gerekli, karşıtlarınca da saygın bir asi, diplerde onu öldürmeye çalışan çok, ya da öldü bilen… Eşitlikçi, sosyal adaletten yana, toplumsal sorunları  çalışanlar lehine, halkın lehine, işçi sınıfı yararına değiştirmek için mücadele eden ve daima sermaye ile emek arasındaki çatışmada, emekten yana tavır koyan, yol alan fikri hareketler o hayalet düşünceyi

Okumaya Devam Et